Sınav koçu Ömer kitabı 2 . Taktik : bilmediğini kabullenerek öğrenmek .
1) Kaygının öğrenme konusunda temel sebebi, bilgi ve beceri eksikliğidir (1) . Öğrenme , korkulan ve zorlanılan konular ve sorularla uğraşılırken gerçekleşebilir. Ancak çalışırken bilememekten ve hata yapmaktan korkmak üzerinde bir baskı oluşturabilir. Bir konuyu öğrenmeye çok vakit ayırmış olunsa da bazı ayrıntıları bilinmeyebilinir. Nüans bilgileri bilmediğini fark edip direkt bu bilgileri öğrenmek için çalışılırsa ancak tam öğreneme gerçekleşebilir. Kuşku duyarak emin olmadan yapılan sorularda, bilgi eksiği olabilir. Yapılamayan ve yanlış yapılan sorular spesifik eksikleri gösterir. Bu sorulara daha çok vakit ayırmalı ve üstlerine detaylı gidilmelidir . Doğru yapmış olunsa da soruyu çözerken korkuluyorsa o sorudaki bilgiler kaydedilmeli . Soru çözerken korkunun sebebi o sorudaki bazı bilgileri tam olarak bilmemek ve aşina olmamaktır . Korkular gelişilmesi gereken ve bilgisiz olunan konuların spesifik sinyalini veren yegane araçtır. Zayıf olunan konulardan kaçmanın temel sebebi yapamamaktan ve bilememekten korkudur. Bu korkular iyi bilinen zaten iyi olunan konuları çalışmaya iter. Çünkü güvende hissedilen, zorlanılmayan konular konfor alanıdır. Konfor alanından çıktığında korku alanına girilir . Ve korkuların seni konfor alanına hapseder (Taktik 11 de konfor alanı detaylandırılacaktır). Konfor alanında çalışmak sınava hazırlamaz.
2) Bilmediğini kabullenmemek soru çözerken çok süre kaybetmeye sebep olabilir . Soruyu çözülünce emin olunmayıp , kuşku içindeyseniz o soruda takılıp vakit kaybetmemek gerekir . Takılmak yerine , sorudaki spesifik bilgiyi kaydedip ilerlenebilir . Bu spesifik bilgi bir şık da bir öncül de olabilir. Bu bilgiyi çokça tekrarlanırsa ancak öğrenilir. Çünkü zihne bu bilgiler tam olarak oturmamıştır. Bu bilgiler zihnin pürüzleridir. Onları bir an önce düzeltmek gerekir. Bilgi soran soruda çağrışım gelmiyorsa boş yere uğraşılmamalı . Spesifik bilgileri tam olarak bilinmediğinden o soru çözülemiyor. Ayrıca doğru yorum da yapılamıyor. Çünkü yorum yapmaya yarayacak kritik bilgiler eksik . Sorularla uzun süre uğraşmak yerine direkt bilinmeyen bilgiyi öğrenmeye odaklanılsa daha verimli olur çalışma süreci . Eğer çözüm yöntemini bilinmiyorsa nasıl çözüleceği öğrenilse öğrenme tam anlamlıyla gerçekleşir . Bunun için o soruyu hocaya çözdürmek veya çözümü görmek yeterli değildir . Pratik gerektiren sorularda soruyu yardım almadan yapabilene çözüm izlenmek faydalı olabilir . Bu esnada silinip tekrar tekrar denemek, kendin kendine yapabilecek hale gelene kadar tekrarlanırsa tam anlamıyla öğrenilir. Bir bilgiyi adın kadar iyi bilene kadar tekrarlanmayı sağlayacak 2. taktik, yani çalışacak soru seansı elzemdir.
3) Paleto prensibi diye bilinen 80’e 20 kuralına göre (2) ; küçük sebepler çok büyük sonuçlara yol açar. Bu prensibe göre sonucun %80’ini gösterilen çabanın %20’si oluşturur. Çabanın % 80’i de sonucun yüzde yirmisini oluşturur. Bazı küçük ve önemli sebeplerin sonuca olan etkisi diğerlerinden kat kat fazladır. Önemli olan, nokta atışı bu önemli ayrıntıları tespit etmek ve direkt bunları önceliklendirip bunların üstüne yoğunlaşarak ilerlemektir. Sun Tzu (3) : ‘ Eskilerin akıllı savaşçı dediği savaşçı akıllık unvanını sadece savaşta kazanması ile değil , savaşı kolaylıkla kazanmakta gösterdiği becerililikle elde etmiştir. ‘ Önemli olan kolay kazanmakta ustalaşmaktır . Kolay kazanmada ustalaşmak için sonuca etkisi büyük olan etmenler önceliklendirilmeli . Netini arttırmana en çok etki edecek faktör; zayıf ve eksiklerini giderip , hatalarından ve bilmediklerinden öğrenmektir. Soru çözme amacın bilmediğin bilgileri tespit etmek , yapabildiğin kadar hata yapmak olmalı. 80 tane doğru yaptığın soru seni 2 birim ilerletirken; yanlış yapıp, hatalarından öğrendiğin 20 soru seni 8 birim ilerletecektir. Az çoktan fazladır. Yani az olan eksik ve bilmediklerini tamamlamanın başarına etkisi, çok bildiklerini tekrarlamaktan fazladır.
Ek olarak , eksik olduğun konunun çoğunu , bilebilirsin. Ama konunun bilmediğin küçük kısmı yüzünden doğru yapamıyorsun. Hata yaptığın, eksik olduğun konuların ise aslında büyük bölümünü biliyorsun. Sadece bilmediğin bazı ayrıntı bilgiler var. O konunu bir bölümü veya bir bölümündeki bir kaç ayrıntıyı tam olarak bilmiyorsun. Bu ayrıntıları bilirsen o konuyu tamamen halletmiş olacaksın. Başarının yüzde seksenini nicelikte küçük ama etkisi büyük ayrıntılar ( hata yaptığın sorular, bilmediklerin ,eksik bildiklerin ) oluşturuyor. Seni bir konuda gelebilecek her türlü soruya hazırlayan bildiğin bilgiler değil ; bilmediğin bilgileri barındıran yapamadığın sorulardır. 10 soru çözdün 8 tane doğru yaptın 2 yanlışın var . Odak noktan bu 2 sorudan öğrenmek olmalı . Eksik bilgileri tamamlamazsan , o konuda tüm bildiklerin, emeğin boşa gidecek .
Yani 10 taneden 9 u bilebilirsin ama skoru oluşturacak olan şey o birlik kısımda olabilir . Çoğu zamanda olacaktır çünkü o birlik kısım daha çok zihinsel eforla gerçekleşir ayrıntıdır nüanstır tespit edip onaylayıp kavrayabilmen daha zordur daha çok uğraştırıcıdır. Ve 1 yanlış tüm doğruları götürür . Yani yapaman gereken 10 luk işte 9 u yapmış olman yaptığın 1 hata yüzünden sonucu sıfırlayacaktır. Bundan dolayı Sun tzu (4)derki şavaşta zaferi oluşturan hatasız olmaktır . Hata yapmamak seni zafere götürür. Hatasız olabilmek için işin hazırlık kısmında her türlü hatayı yapmalısın şu an küçük bedeller ödeyerek bunu öğrenebilirsiniz . Ve bunu öğrendin mi tüm emeğin skora kesin ent dönüşücektir.
Bunun için test çözerken amacın bilmediğin bilgileri tespit etmek ,bilmediğin çözüm yöntemlerini ve bakış açılarını edinmek olmalı. Bilgi seviyeni %80 den %100 e çıkarmanın tek yolu eksiklerinden ve hatalarından öğrenmektir . Bilmediklerinin zayıflıklarının üstüne giderek mükemelleşirsin. Hataların ve yapamadığın soruların senin bilmediğin zayıf bildiğin bilgiler barındırır. Bunlar ile uğraşmak sıkıcı yorucu ve konforsuzdur ancak seni yegane geliştirecek şeylerdir. Kitaptan bitirince o konu bitti zannedilir. Ancak asıl kitaplardan bitince konu başlar. konuyla ilgili detaylı bilgiler kaliteli denemelerden ve çıkmış sorulardan öğrenilerek ilerlenir. Asıl konuyla ilgili değerli bilgiler buradadır. Çıkmış sorulardan ve o konuyla ilgili az ama çok önemli olan bilgiler keisn öğrenilmeli . 40 tane o konu ile ilgili bileceğiniz tmeel konu bilgisinden 2, 3 çıkmış s ourdaki bilgi çok daha değerlidir. Kaliteli denemlerde çıkmış sorulardaki bilgiler diğer bilgilerden çok daha değerlidir kesin öğrenilmelidir. Öğrendikten sonra ise denemelerde o konudan hata çıkınca tekrar o konunun tekrarı spesiif k eksi odaklı olarak yapılmalı .Yine daha da pekişmesi içim eksik kısım tekraralanmalı .
D) Soru çözerken ana odak doğru yapmak oluyor ancak asıl önemli olan doğru yapmak değil o sorulardan bir şeyler öğrenmek olmalı . Doğru yapmaya odaklanmak yerine bilmediğini bulmaya odaklanmalıyız çünkü tam olarak bilmeden de doğru yapabilirsin . Emin olmadan doğru yapıyorsan bu senin o bilgiyi kavradığına işaret etmez. Emin olmadan , hatalı yaptığın , veya yapamadığın sorudaki bilgiler zihninde tam olarak oturmadı yarım kaldı . Zigarnik etkisinden (5) dolayı tamamlanmayan zihindeki olaylar zihinde meşguliyet yaratmaya devam eder . Yani bu soru ne zaman gelse kafanda kaygı ve zihninde karmaşa olacak. Soru çözerken doğru yapmaya odaklanınca doğru yaptığın soruları geçip analiz etmeyebiliyorsun. Önemli olan o soruyu birkez yapmak değil ama sürekli yapabilir hale gelmek . Asıl sana bir şeyler öğretecek olan da hataların . Hata yapmaya karşı da acımasız olursan öğrenme süreci ızdıraplı hale geliyor . Doğru ya da yanlış yapmanın sana neyi bilip bilmediğin konusunda geri bildirim olması dışında hiçbir önemi yoktur. Önemli olan 2 şey var ; onlarda sürekli öğrenmek ve gelişmek . Sürekli doğru yapmaya çalışıp hata yapmaktan çekinmek öğrenmeyi engeller . En az hata için kendine baskı kurmak , doğru yapınca sevinip yanlışında kendine kızmak sınava hazırlık sürecini ızdıraplı hale getiren yanlış tutumlardır . Bu yüzden kuşku duyduğun zorlandığın soruları , doğru yapmış olsanda tekrar üzerinden geçmelisin o soruda senin unuttuğun eksik bilidiğin bilmediğin bir ayrıntı olabilir . Bundan dolayı sevindin ama birşeyler öğrenemediysen bu boş bir zafer. Hatta emin olmadan doğru yaptın, bir daha gelirse bu soru hem seni kaygılandıracak hem de vakit kaybettirecek.
Doğru veya yanlış yapmaya odaklanmak yerine bilgi sorusuysa bilip bilmediğine odaklanmalı. Bilgi içerikli bir soru çözerken yapacağın işlem ; o sorunun şıklarında , öncüllerinde olan bilgilerden hangilerini bilgiyi bilip bilmediğini tespit etmek .Soru çözmek yerine sorudan koparabildiğin kadar bilmediğin bilgileri koparmak. Bir şıktaki öncüldeki bilgiyi emin olarak bilmiyorsan , direk yanına soru işareti koy veya b yaz. Sonra soruyu çözebilirsin doğru da yapabilirsin ancak o bilgiyi atlamaman gerekiyor. Gün sonu yapacağın tekrarada direk bu sorularla uğraşacaksın . Böyle bir çalışma sisteminde soru çözmeyi tamamen öğrenme amaçlı kullanmış olacaksın .Soru kitabı konu anlatımlı kitap haline gelecek .Yani soru çözerken birçok bilmediğin yeni bilgiyi tespit edeceksin. Bu yeni bilgileri bir özet defteri haline getirip sürekli bu pürüzlü bilgileri, yani iyi bilmediğin ayrıntıları tekrarlayacaksın .çünkü ne kadar konuyu çalışsan da konunun asıl önemli bilgileri (ösym nin de o konuya dair belirlediği öncelikli kazanımları barındıran düşürücü ayrıntı içeren bilgilerin çoğu) ne konu anlatımlı kitaplarda, ne de okul derslerinde değinilmiyor. Değinilse bile diğer yüzlerce bilgi arasında önemli ayrıntılar unutulabiliyor, karıştırılabiliyor atlanabiliyor . Asıl değerli konu anlatımını, konu özetini ; bu yapamadığın sorulardaki bilgilerden oluşturacaksın. Elbette konuyu ana hatları ile tekrara et ama bunun yanında tekrar yaparken daha fazla zamanı senin için konfor alanın dışında yer alan pürüzlü kısımlara ayır. Çünkü konunun spesifik ayrıntıları önceki yıllarda çıkmış olup , çoğu kişinin hata yapmasına sebep olan çok değerli bilgilerdir . Bunları kaçırarak çalışmak başarısızlığın en önemli sebebidir.
F) Hatalarından başarısızlıklarından dolayı kendine kızmak , kendinle savaşmak psikolojini harap eden , öğrenmeni körelten vahşice ve dürtüselce bir yaklaşımdır . Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır . Ve öğrenmenin tek yolu da ; bilmediğini kabul edip sürekli denemek , hata yapmak , batırıp düzelterek ilerlemektir . ‘ Asla hata yapamayan biri yeni birşey denemiyor demektir ‘Einstein . Yeni şeyler denemiyor veya öğrenmiyorsan da konfor alanındasındır . Hatadan dolayı kızmak , öğrenme sürecini ızdıraplı yapar. sürekli içsel bir mücadele drama ızdırap . Kendine hatalarından dolayı kızmak yerine öz şefkat becerini geliştir . Hatalar sana neyi bilmediğini ,neleri yapamadığını gösteren çok değerli sinyaller . Hatalarından öğrenmek; gelişmenin ve başarmanın tek yoludur. Eğitim psikoloğu Rescola Wagnere (6) göre öğrenmeyi otomat ezberden ayıran şey ; hata yapmak ve asıl öğrenme de bu hatanın düzeltilmesi sonucunda gerçekleşiyor . Öğrenmenin tanımı : 2 şey arasında kurulan hatalı varsayımları düzeltip , yani şemalarını güncelleyip veya yeni şemalar kurularak gerçekleşir . Yani hataları düzeltmek öğrenmenin özüdür. Ancak öğrenme uzun ve sebat gerektiren , istikrar gerektiren bir süreçtir . Öğrenene kadar onlarca tekrar gerekebilir sabırlı olun kendinize nezaketli olun .
Birkaç tekrar sonrasında da aynı hataları artık yapmayacaksın . Unutma ki , hata yapmak öğrendiğini , aynı hatayı tekrar tekrar yapmak ise öğrenmediğini gösterir.
L)Konuyu temel çalıştıktan ( dersi dinleyip not alıp 1,2 kitaptan sorularını çözdükten ) sonra o konu hakkında önemli bilgileri öğreneceğiniz en önemli konu anlatım kaynağı o konun testleri . Yani test kitabını soru çözme aracı olarak görmek yerine ; bilmediğiniz bilgileri tespit etmenize yarayacak konu anlatımlı kitaplar olarak görmeye başlayın . Bu şu anlamada geliyor: Test çözmeyi bırakın ; testteki bilmediğiniz bilgileri toplayarak konuları pekiştirmeye başlayın . Cevap anahtarı ve soru çözüm anlatımları sizin işinizi kolaylaştıracak yardımcılar. Soruyla uğraşmak yerine sorudaki bilgiyi öğren . Bilmiyorsan doğru bilginin ne olduğunu cevap anahtarı sana gösterecek. Asıl iş bu bilginin üstüne çalışmakta ve iyice kavramakta ; o soruyu çözmek , doğru çözmek önemli değil . Çünkü amaç o soruyu bir kere doğru yapmak değil her zaman doğru yapar hale gelmek. Bunun içinde spesifik bilgileri toplamalısın .Ya da hata yaptığın konunun sadece eksik bildiğin , bilmediğin bölümüne noktasal çalışma yapabilirisin. Pratik gerektiren sorularda ise çözümlerden öğrenerek gidin.
T) Neyi bilmediğini bilmen için bir şeyler bilmen gerekir . Önemli nüansları spesifik ayrıntıları ancak o konuda temel bilgi sahibiysen fark edersin. Konuda derinleştikçe nüansları fark edecek neleri bilmediğini daha iyi biçimde anlayacaksın . Konuya normal çalıştıktan sonra neyi iyi bilmediğini neyin iyice kavramadığını fark edersen ve o pürüzleri giderirsen ve gelecek her türlü soruya da hazır olursun . konuları kavrama bitirme sürecin hızlanır. Ek olarak o konuda; neyi ne kadar iyi biliyorsun, neleri bilmiyorsun bunu çok iyi fark edebilir hale gelmelisin. Neyi bilip bilmediğini, anlamak için soru çözersen ; sorular sana bu konuda geri bildirim verecek . Sorunun içinde şıklarda öncüllerde birçok bilgi var . Ve amacın bu bilgilerden hangilerini bilmediğini bulmak olmalı. Denemelerdeki ve çıkmış sorulardaki spesifik bilgileri geri bildirim aracı haline getir. Toplayabildiğin kadar ayrıntı bilgiyi toplayarak bilgi seviyen hızla artacak.
Y) Şuana kadar çok çalışmış emek vermiş olup bunu meyvesini sonucunu alamamış olabilirsin . Ancak pozitif yönde attığın her adımı zihninde bir değişime yol açtı ve fark etmesende ilerledin. Bilinçli olarak bazı konuları bilgileri öğrenmediğini bilmediğini düşünsende , aslında bildiğini bilmediğin çok şey biliyorsun ( örtük olarak bildiğin çok fazla bilgi var ,8. taktikte detaylandırılacak ) Çelişkili gelebilir . hem çok şey bilip hemde çok şeyi bilmemek .Bilmediğinizi düşündüğün şeylerin aslında çoğunu biliyorsunuz sadece tam olarak değil .Aynı zamanda bildiğinizi düşündüğünüz şeyleride tam olarak ve derinlemesine bilmiyor olabilirsin .Önemli olan neyi tam olarak bilip neyi tam olarak bilmediğiniz konusunda ustalaşmakta. Aynı zamanda bilemediklerinizi tamamlayıp derinleştirip , bildiklerinizinde farkında olmak.
Birçok konuyu senelerdir dinliyorsunuz testlerini çözdünüz ve çalışıyorsunuz . Hala o konulardan gelen soruları yapapamama sebebibi o konunun bir kısmını bilip tamamınıysa adam akılı öğrenmemiş olmanız. O konuya çalışırken spesifik eksik kısmınıza çalışmak yerine konforlu olan zaten bildiğiniz iyi olduğunuz kısma çalışıyorsunuz. Veya konun tamamına çalışıp asıl önceliklendirilmesi gereken eksik kısımları zayfı kısımlardan kaçıyor olabilirsiniz .Zor olan kısımlarla ilgili uğraşmak zihinsel anlamda çok enerji harcatıyor . Zihnin enerji tasarrufu yapması en öncelikli hedefidir. Bundan dolayı eğitimsiz beyin, kolay olana ,daha az enerji harcama gerektiren konuları çalışmaya sizi yöneltiyor . Bilgi ve becerinizin eksik olduğu kısımları çalışmayı diğer kısımlara çalışmaktan daha yorucu olduğu için erteliyorsunuz . Bundan dolayı sınava mış gibi hazırlanıyorsunuz. Yani yüzlerce test çözüyorsun hiçbir şey öğrenmeden. Sadece soru çözmek için soru çözüp soruyu çözerken ki tek hedefin de daha çok doğru yapmak oluyor öğrenip gelişmekten çok.
Tüm konuya çalışmak yerine sadece eksik kısma çalışmalı ve sadece eksik gidermek , bilmediklerinizi öğrenmek için çalışılmalı . Çünkü konuları aslında biliyorsun ama tam olarak bilmiyorsun . Önemli ayrıntları atlamışsınız veya konun bazı bölümlerini eksik biiyorsun .
Çalışırken odağınız neleri bilip bilmediğinizi nelerin neresini tam olarak bilmediğinizi tespit etmek olmalı. Nasıl ki bir deneme sonucu gelince hangi ders hangi konudan hata yaptığınızı görüyorsunuz . Aynı şeyi bir konuyu spesifik analiz ederek çalışacağın kısımları belirlemelisin . Belirlediğin bu kısımlara çalışır ve bunları tamamen öğrenirsen performasın hızla artacak .Yeterince denerseniz her şeyi yapabilir başarabilirsin . Doğru strateji ve doğru bir zihinsel hazırlıkla emeğinizin karşılığını kesin alacaksınız . Taktiklerimi çalışma sistemine entegre ettiğinizde şuana kadarki tüm çalışmalarınız emeklerin karşılık bulacak . Şuana kadar bulmamış olabilir . Ama geçmiş çalışmaların sayesinde senin bilgi ve becerin belli düzeye geldi. Bundan sonra bilmediklerini ve eksiklerini tespit edip giderme odaklı çalışırsan performansın en üst düzeye çıkacak. Bugüne kadar verdiğin emek ise başarılarının temeli olmuş olacak .
J) Bir konuda bilgisi az olup o konuda yeni öğrenmeye başlayan bir kişinin cesareti çok yüksek olup o konuyu bildiğini sanır . Cahil cesareti ile ilerler .Buna Daniel Krugger effect (7) deniyor.
(8)Bir konuda bilgi, deneyim ve beceri artıkça özgüven çakılıyor çünkü ne kadar çok şey bilmediğini fark ediyorsun .O konuda derinleştikçe daha bilgece ve mütevazı biçimde o konuya yaklaşmaya başlıyor. Bunun sınavla ilişkisi çok yüksek . İyi oldunuz konularda kendinize bilginiz ölçüsünden fazla güveniyor olablirsiniz. Ve bu şişimiş güven duygusu yüzünden iyi olduğunuzu varsaydığınız o konuya dair hatalarınızı ve eksiklerinizi görmezden gelme dikkatle onları analiz etmeme zayıflıkları yok sayma eğilimiz olabilir. Hatta bu altı boş olan yüksek güven hissinin temel sebebi o konun sizin için konfor alan ı olmuş olması olabilir. Yani o konuda sürekli konfor alanında çalışıp ( ego tatmin edip ) o dersi iyi bildiğinizi varsaymak sizi hezimete uğratabilir çünkü sandığınızdan az gelişiyor olabilirsiniz . Ancak eğer ki temelliniz olan bir konuya çalışırken o konu hakkında birçok şeyi bilmediğinizi ( o konuda ne kadar iyi olursanız olun ) ve önemli olanın bu konuda bilmediğiniz önemli ayrıntıları öğrenmek olduğu mottosuyla yola çıkarsanız ; doğru yapmaya çalışmak anlamsız hale gelir. Bilmediğiniz nüansları keşfetmek için o konuda sürekli derinleşmeye başlarsınız. Bilim insanların sürekli gelişime öğrenmeye iten en önemli etken neredeyse hiçbir şey bilmediklerini kabullenip bilinmeyen sulara cesurca dalmalarıdır. Hatta biyolog Prof dr Sturart Firestein ’’ Cehalet : Bilimi ilerleten güç kitabında ‘’ çocuksu cehaletin yani bilmeme hakikate karşı şaşkın olma halinin bilim insanlarının ana motoru olduğunu olduğunu , bilgisizliğin cehaletin kabullenerek nasıl güce dönüştürülebileciğini anlatıyor . Çünkü aslında koskocaman bir bilinmeyen okyanusunda şuana kadar bilim olarak bildiklerimiz bir kaç kum tanesi kadar . Bu bilinmeyen koskocaman evren bilinenden yararlanıp ancak bildiklerini tutunmayı bırakabilen ve bilinmeyene doğru cesurca ilerleyebilen insanlar tarafından keşfedilecek.
M ) Bilmediğini kabullenmek seni özgürleştirir. Geleceğin nasıl olacağını bilemiyoruz. Çünkü hem biz değişeceğiz hem koşullar ve ortam kaotik .Gelecek için vereceğin kararların çoğu hatalı olacak . Önemli olan daha az hatalı karar verebilmek . Gelecekte nasıl biri olacağını şartların neler olacağını bilemezsin ; sadece bunu bilmediğini ve çoğu zamanda bilemeyeceğini kabullenebilirsin . Bunu hesaplamada çok aciziz. Binlerce parametle göz önüne alaınmadan yapılan öngörülerin çoğu yanlış olmaya mahkum . Yapılan gelecek tahminlerinde de yüzde 100 doğruluk şuan mümkün değil .Örneğin kelebek etkisi bile buradan geliyor . 1 haftadan daha çok hava tahmini doğru yapamıyoruz çünkü Amazon ormanındaki bir kelebeğin kanat çırpması , ABD ‘ de fırtına kopmasına neden olabiliyor . Yani geleceği öngördüğünü varsaymak büyük bir ilüzyon .Evet geleceği öngörerek gelecekteki tehdit olabilecek unsurları ortadan kaldırabilir, hayalindeki gelecekteki sen için şuan bir şeyler yapabilirsin .Ancak bilinmezliği, belirsizliğini kabullenmek her şeyi tamamen bilemeyeceğini kabullenmek hayatını çok daha kolay hale getirecek . Karar verirken çok rahat biçimde vereceksiniz . Karar verirken senin için tek önemli olması gereken şeyler değerlerin. Sonuçta geleceği hesaplarken fazlasıyla hata yapıyoruz, yapamaya da devam edeceğiz . Bu cehaletimizi fark edip kabullenmek , güçsüzlüğümüzle barışmak bizi güçlü hale getirecek.
Referanslar :
- Mihaly Csikszentmihalyi Akış kitabı sayfa 117
- https://youtu.be/xCQDLuEsKNE?feature=shared Barış özcan youtobe kanalı 80 e 20 kuralı videosu
- Savaş sanatı kitabı Sun Tzu sayfa
- Savaş sanatı kitabı Sun tzu
- Öğrenme koçu youtobe kanalı zigarnik etkisi videosu : https://youtu.be/TysowsK9K_U?feature=shared
- Assessment of the Rescorla Wagner Model “ Ralph R miller , Robert C. Barnet and Nicolas J grahame“ https://www.cs.cmu.edu/afs/cs/academic/class/15883-f15/readings/miller-1995.pdf
- https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Dunning-Kruger_etkisi
- Grafik : https://www.boylampsikiyatri.com/zehirli-insanlarin-ozellikleri/dunning-kruger-etkisi/