Öğrenme koçu kitabı 16. Taktik : severek çalışmak

Öğrenme koçu kitabı 16. Taktik : severek çalışmak

A) Bizi üzen mutsuz eden olaylar değildir ; olayları değerlendirme biçimimizdir. Izdırabı oluşturan olan olaylar değil , o olay hakkındaki düşüncelerimizdir. Yani size bağlı olan içsel süreçleri değiştirirseniz hem duygu durumunuz hem de tepkileriniz de bilgece olacak. Mutlu olup olmamak seçim .Olayları nasıl değerlendirir yorumlarsanız öyle hissedersiniz . Duygular neye odaklandığınızı ve ne düşündüğünüzü gösterirler. Olumsuz düşüncelere odaklanmak ve olayları olumsuz değerlendirmek olumsuz duygular hissetirir . Duygularınız , düşüncelerinize bağlı . Bir işi sevmek veya sevmemekte duygularla ilgili . Hayattaki birçok işi ya ızdırap çekerek yapacaksın ; yada severek keyif alarak . Bundan dolayı ne hissedeceğini sen seçebilirsin . Duyguların ve düşüncelerin üstünde etkiye sahipsin . Onları değiştirebilirsin. Her türlü yapacağın bir işi zorunlu olarak görüp ızdırap çekmek yerine ondan keyif almaya çalış . Keyif alamıyorsanda bunu yapmanın sana faydalı olacağı konusunda ikna et kendini . Sevdiğimiz şeyler her zaman bize faydalı olmayabilir ( fast food yemek gibi ) . Sevmediğimiz şeyleri ve zorla yaptığımız işlerde bizim için oldukça yararlı olabilir. Bundan dolayı bir işi yapmak için veya yapmaya başlamak için onu sevip sevmemeyi , isteyip istememeyi göz önünde bulundurmanıza gerek yok . İstememenizde onu yapmak sonuçta size faydalı olacak . Bu işi dış motivasyonla da yapabilirsiniz. Dış motivasyonda bir eylemi sonucunda ödül alacağınız veya cezadan kaçacağınız için yaparsınız (89) . İstemesenizde yapmanız gereken bir işte yapma amacınız yapmama durumda çekeceğiniz acıdan ve sıkıntılardan kurtulmak olabilir . Bu şekilde olduğunda acıdan kaçmak olumsuz olabilecek bir senaryodan korkarak o işi yaparsınız istemeyip sevmemenizde. Çünkü hayatta birçok eylemi dış motivasyonla yaparız . Bazı eylemleri ve davranışları yapmayı sürdürürüz çünkü onları yapmak bizi iyi hissettirir. Bazı olaylardan ve kişilerden de kaçınırız çünkü bizi kötü hissettirir . Yani o eylemi yaptığınız için cezalanmış olursunuz . Bu cezadan kaçmak içinde veya yapmadığınızda ödeyeceğiniz büyük bedelden kaçmak için yapmanız gereken sorumlulukları işleri sevmemenizde yerine getirirsiniz .

B) Bir uyarana hasaslaşmayı veya alışmayı öğreniriz ve bu bizim seçimize bağlıdır (90). Herhangi bir uyaran sizi rahatsız da edebilir. Veya o uyarana alışırsanız , kabullenirseniz ; onu sevmeye başlarsınız. Sevdiğiniz deneyimler , damak zevkiniz arzularınız ve diğer birçok bileşen habitusunla (91) yani hayata ilk başladığını 7 seneyi geçirdiğiniz çevredeki maruz kaldıklarınıza göre şekillendir . Neyi çok yaparsak , hangi uyarana çok maruz kalırsak ona alışırız . Alıştığımız şeyi yapmak bizi güvende hissetirir , mutlu eder. Damak zevkinizi oluşturan sürekli aynı tadlara maruz kalmaktır .

Her şey için zihine hangi veri girilirse o veriye zihin alışır . Alıştığı içinde o şeyi yapmayı severiz. Yani bir şeye olan iyi duygularınızı oluşturan tekrar tekrar ona maruz kalmanızdır. Elbette doğuştan gelen de bir yatkınlıklarınız vardır .Ancak çevre bu yatkınların ortaya çıkıp çıkmaması için inanılmaz etkilidir.

C) Sevmek yargılamadan kabullenmektir. Sevmek sabırla emek vermektir. Herhangi bir uyarana verilen mutsuzluk , sevgisizlik ve korku tepkisi ona alıştıkça ( habituation sayesinde ) (92) ve ona belli bir süre maruz bırakıldığında tölere edilebililir hale geliyor. Bu fobi terapisinde çok rastlanan bir yöntemdir . Korkulan o uyarana kediye örneğin ne kadar çok maruz kalırsa ve yanındaki terapist kediyi okşar sever ve ona yaklaşıp bunu yapmayı denerse bu fobi sevgiye dönüşür. Yani töleransın hiç olmadığı ( sevmediğiniz ) hassaslaşılmış bir uyaran ona maruz kaldıkça alışılır ve normalleştirilir. Bu normalleştirme sonucu kabullenme oluşuyor . Ve kabullenmekte sevgiyi oluşturan en büyük bileşen. Kabullendiğiniz bir şeyi yine sevmeye bilirsiniz ancak onu yapabilir hale gelirsiniz ona alışırsınız. Ve alışkanlığı yapmakta bir işi görevi tekrar tekrar başarıyla yapmak tamamlamak beyinde dopamin salgılanmasına yol açar .(93) Böylece de o işi yaparken veya yaptıktan sonra iyi hissedersiniz . İyi hissettiğiniz içinde sevmeye başlayabilirsiniz. Friedrich Nietzsche ‘ Doğru yaşamı seviyoruz ama yaşamaya alıştığımızdan değil , sevmeye alıştığımızdan . ‘

D) Hayallerin ilgilerin keyif aldıkların senin en büyük yol göstergen . Bunlara ulaşmak , bunları gerçekleştirmek için geri kalan her şey birer araç . Sevdiğin şeyleri bulmak için denemelisin . Hayallerini rasyonel planlara döküp hayata geçirmelisin ki neyi sevdiğini bulabilesin. Veya yaptığın işte sevgiyi ortaya çıkarabilesin . Yaptığın işte sevgi nasıl ortaya çıkar ? Yargısız olursan sevmeye başlarsın . Ve o deneyimi normalize edene yani ona alışana kadar onu yaparsan , tekrar sonucunda rutine girecek . Ve artık onu yapmayı seveceksin . Veya tam tersi olacak . Onu yapmaya hasaslaşacaksın . O zamanda hassaslaştıysan yaptıkça etkileşim kurdukça alışıyorsun . İsteksizliğin ağır basıyor o işi bırakıp vazgeçiyorsun .

Yoksa maymunun en sevdiği meyve konulanarak yakalanması (94) ve o tuzaktan kaçması örneğinde olduğu gibi yaptığın o iş para getirsede sana ızdırap veriyorsa onu bırak. Bilinmeyen ızdıraplı konforsuz süreçten kendini atma cesareti gösterdiğinde ; bu konforsuzlukta huzuru bulacaksın. Kendin olmaya , gerçekten değer verdiğin ve arzuladığın şeyler için yaşamaya başlayacaksın.

Hayatında olan her şey senin hayat amacını bu dünyadaki görevini yani ekolojik nişini yerine getirmek için bir araç .Ekolojik niş bir canlının o ekosistem için yapması gereken görev ne ise onu büyük bir aşkla ve zorunlulukla yapmasına denir (95) . İnsanın hayatında anlam bulamamasının sebebi sevdiği şeyler konunda bilinçsiz olmasıdır .Ve ne yapmak istediğini , nelere değer verdiğini bilmemesiidir. Ve bu hayata gelirken getirdiği amaçlardan yoksun olmasıdır . Bİr kişinin hayat amacını bulması için dan milmanın hayatınızın amacı kitabı ve human design sistemi çok yardımcı olabilir. Ama bu amacı sevdiğin şeyler üzerinden de bulabilirsiniz . Sevmek sözde değil özdedir. Özde olan sevgi ise emekle , yargısızlıkla , karşıyı kendinden çok düşünüp fedakarlık yaparak , her şeyini ona açıp paylaşarak gerçekleşir .Böyle bir sevgi ancak nezaketle güzel yüzle verilen bir hizmetle gerçekleşir. Bundan dolayı doğru işi bulup severek hizmet vermek. işinizi yaparken nazik olmak yeterlidir . Sevdiğiniz işi yaptığınız sürece bir gün bile çalışmış olmazsınız der Konficyus .

E) Sevgi yanında sabrı da getirirse , ince düşünülmüşlüğü getirirse ; ancak sevgi mükemmel bir şekle dönüşür. Yani insanlara meyve vermeye ekolojik nişinizi yerine getirmek ; etrafınızdaki insanların hayatına pozitif etki ve katkı sunarak başlar . Tüm olay neyi sevdiğini bulmada . Ve sevgiyle aranızdaki bariyerleri kaldırmaktadır . Kaldırdıktan sonra zaten vereceğiniz ürün sizin bebeğiniz meyveniz olacak . İnsanlarda sizin verdiğiniz sevgiden , hizmetten beslenecekler. Böyle bir hizmet aşkı, karşılıksız sevginizle hizmet üretmeniz sonucu değersizlik duygunuz ve hayatınızdaki anlamsızlıkta çözülecek. Bu 2 sorunu sivil toplumda gönüllü işlere katılarakta tatmin edebilirsiniz. Ancak en derinden doyum yaratıcı olarak insanların hayatlarına pozitif anlamda dokunmak için birşeyler üreterek gerçekleşir .Böylece hayatınızda coşku olacaktır. Sevdiğiniz işi yapıyorsunuz büyük bir tutku ile ve coşkuluysa bu çok mümkün . Ama çok riskli ve zor bir yol . Bu bilinmeyen yola girince herşey çokça kolaylaşacak . Ve huzur ancak , siz hayata olmanız gereken yerde , işte , durumda bulunursanız gerçekleşir . Ancak sevdiğiniz şeyi yaparsanız veya yaptığınız şeyi mindfull ve yani farkında olarak elinizdekileri sevmeye başlarsanızda aynı sonuca varırız.Yani ya sevdiğin şeyi bul sevdiğin şeyi sürekli ara ve ondan derinleş . Sevdiğin şey heyecan da deneyimden çok arayışta olabilir. Ya da elindekileri yargılamayı bırak . Elindekine tamah et , elindekileri sevmeye çalış .Yani, ya sevdiğin şeyi ara bulmak için mücadele et yada elindekileri kabullenmeye başla yargılamayı bırak ki sevgi oluşsun . Yargılamayı bıraktığında zaten sevmeye alışmaya başlayacaksın . Sevgi dediğimiz yargısız ve alışkanlık haline gelmiş emekten ibarettir. Yani sevgiyi oluşturan o deneyimi yargısızca kabullenerek tekrar tekrar deneyimlemektir.

F) Her şeyi sevmek zorunda değiliz . Vir şeyi yapmak için sevgiye ihtiyaç olmayabilir. Yemeklerden örnek verelim .Yemek zevkinizi oluşturan o yemeklere maruz kalmak ve tekrar tekrar yemektir .Hem nature( doğaldan gelen ) hem nurture( çevreden gelen ) vardır(96) . Yani hem tekrar o yemeği sevmenizi sağlar . Hemde doğuştan gelen bir damak tadı gustosu vardır . Tekrar ne kadar çok olursa olsun , temelden ona hasaslaşmışsak , o baştan bize iyi gelmiyor sevmiyorsak, zorla tekrarla bunu alıştırmaya gerek yok. Sevmiyor olabiliriz. O şeye alerjiniz , intoleransınız olabilir . Sindirimi zor olabilir . Veya damak zevkine uygun değildir . Konforsuz alanda olanları da sevmeyiz nefret ederiz belki ama onu yapmak , yemek bizim için faydalıdır. Örneğin brokoli gibi sağlıklı yiyecekleri ; ya çorba yap ya salata yap sevilebilir hale yenilebilir hale gelebilir . Yani birşeyi yapmak için sevmeye ihtiyacımız yoktur .Gelişim zihniyetinde sevmediğimiz şeyler , bazen en çok ihtiyaç duyduğumuz şeyler olabilir (97) . Örneğin kasları zorlamayı sevmeyiz . Çok canımız acır ama kaslar yırtıldıkça gelişir . Bir dersi çalışmak zihnimiz çok zorlar ancak bu zorlanmak onun gelişmesini sağlar. Sevmediğimiz ama rutin haline getirmediğimizde bize faydalısı olacak , bir şeyler öğretecek birçok faktör de vardır. Yani sevmemiş olmamız birşeyi yapmamıza sebep olmamalı .Denemeye , yeni deneyimlere açık olunmalı çünkü diğer türlü konfor alanına hapsoluruz .Konfor alanında zaten hep sevdiğimiz şeyleri yapar . Aynı kişiler ile görüşür , onların görüşlerine maruz kalırız çünkü onları severiz. Bu işte dürtüsel sevgidir. Gelişmiş sevgide ise empati vardır . Gelişmiş sevgi gelişim alanın içinde olmayı sağlar çünkü kabullenmeyi içerir . Nezaketi içerir farklı olana kucak açmayı yargılamamaya sebep olur. Sevgi yani bir duygu olmanın çok ötesinde bir yaşam biçimidir. Bunu için dürtüsel olan konfor alanındaki sevgiyle , gelişmiş akıllanıdrılmış duygusal olarak olgunlaşmış sevgiyi ayırt etmelisiniz. İlkel sevgi korumacılığa iter .Bir fotoğrafçı şöyle bir anıya şahit olur. Anne ayı 2 çoçuğu 2 kolunda nehirin bir kenarından diğer kenarına geçirecektir . Birini koyuyor üst üste taşlarla onu örüyor . birini alıp diğer kıyıa geçiyor aynısının buradaki çocuğuna yapıyor. Diğer kıyıya gidiyor çocuğunu alıp bu tarafa geçirmeye . Taşları kaldırıyor çocuk ölmüş . Diğer kıyıya gidiyor yine çocuk ölmüş. Sonuçta korumacı impulsive ( dürtüsel ) sevgi içimizdeki çoçuğu öldürür. Böyle mantıksal zihinle korkuyla yaşadığımız yaşam ; içimizdeki çoçuğun , coşku ve mutluluğun gitmesine sebep olur. Çünkü konfor alanıdadır . Korku alanına hapsolmuş ilkel bir sevgidir. Bu aşıldığı zaman gelişim alanındaki ön beyinden kaynaklı( gelişmiş beyinden) bir sevgi gerçekleşir .

Referanslar :

89 . Udemy’ deki Gregory Caremans – ın Master your brain: Neuroscience for personal development eğitiminden

90. Leaning psychology book

91 . Pierre Bourdiou nun tanımayla habitus kavramı

https://tr.wikipedia.org/wiki/Habitus

92 .learning and memuru form Brain yo behaviour Third edition kitabı sayfa 76

93 . Sinan Canan insanın fabrika ayarı 3. Kitqp Sınırları Zorlamak sayfa 28

94 . Maymun tuzağı https://www.bilemedikleriniz.com/oku-Maymun-Tuzagi

95 . https://tr.wikipedia.org/wiki/Ekolojik_niş

96 . https://www.mbakademi.com.tr/blog/128-gen-mi-cevre-mi#:~:text=Öncelikle%20kelimelerin%20anlamlarına%20baktığımızda%20nature,Nurture%20ise%20beslemek%2C%20büyütmek%20demek.

97. Dan milman dingin savaşçı filminden bir replik

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir